23 Haziran 2011 Perşembe

Sanki - Şimdi

-1
Sanki her an
Bütün fırıncılar kapanacak
Ve ben bir daha
Sıcak ekmek bulamayacakmışım gibi

Sanki
Bir daha ekmeğim tüterken buram buram
Hani sıcacık iken dumanı üstünde
İçine hiç tereyağı süremeyecekmişim gibi

Sanki
Birazdan sönecek tüm sokak lambaları
Sanki ay saklanacak kara bir bulutun ardına
Yıldızlar aralarında saklambaç oynayacak
Ve saklandıkları yerden hiç çıkmayacaklarmış gibi

Sanki
güneş bir daha doğmayacakmış
Ozon tabakasını delip
Başıma hiç güneş çarpmayacakmış gibi
Sıcaktan bunalıp da
Koşarak havuzun içine atlamayacakmışım gibi

Sanki
Diyarbakır karpuzunun hiç tadı kalmayacakmış gibi
Terli iken annemi dinlemeyip de buz gibi su içemeyecekmişim gibi
Sanki bu badi bir daha bana olmayacakmış gibi
Şort giydiğim zamanlarda
Babam;
‘’Ne o kız gibi bacakların meydanda’’ demeyecekmiş gibi

Sanki
hiç kardan adam yapamayacakmışım gibi
Manavdan yalvar yakar tüm masumiyetimle bir tane havuç
İsteyemeyecekmişim gibi
Kömür olmadığı için gözlerini zeytinden yapamayacak
Çalı süpürgesi yerine, ucuna bez bağlı sopa kullanamayacakmışım gibi

Sanki
bir daha kartopu oynayamayacakmışım gibi
Bir daha bu eldiven hiç elimi sıkmayacak
Ve annem bana hiçbir zaman atkı örmeyecek
Kulaklarım sanki soğuktan donmayacakmış gibi

Sanki
bir daha yağmurdan giriş katlarını su basmayacak
Yoldan geçerken üstüme su sıçratan arabaya ana avrat küfür edemeyecekmişim gibi
El ele yağmurda kız arkadaşımla yürüyemeyecek
Onunla bir tenha köşede sırılsıklam öpüşemeyecekmişim gibi

Sanki
sonbahar yapraklarını çöpçüler bir daha temizleyemeyecekmiş gibi
Ceketimi sonuna kadar ilikleyip
Kafamı yakasının içine kadar geçirip
Rüzgardan korunmayacakmışım gibi

Sanki
kır çiçekleri hiç açmayacakmış gibi
Erikler ve kirazlar dallardan düşemeyecekmiş gibi
Sanki komşu bahçenin ağacına bir daha dalamayacakmışım gibi
Haramla helali bilmeksizin poşet poşet meyveyi alıp kaçamayacakmışım gibi

-2

Sanki
10 kuruşa misket alamayacakmışım gibi
Yere sürüp de adına dongi dediğimiz baş misketimizi yapamayacakmışım
Arkadaşlarımı kökemeyecekmişim
Kaybettiğim de misketlerimi, ağlayamayacakmışım gibi

Sanki
hiç yokuş aşağı bisikletle inemeyecekmişim gibi
Ve sürmeyi bilmediğim için bisikleti
Yokuş yukarı soluk soluk çıkamayacakmışım gibi

Tamirciden alınan üç bilye
Bir sopa
Ve bir tahtayla araba yapıp da
Kendimi bir daha mucit sanamayacakmışım gibi.

Sanki uzaktan kumandalı arabam hiç olmayacakmış gibi
Dondurma çubuğundan hiç bedava çıkmayacak
Hiç yoyo’m olmayacak
Ve kaykay’ı sadece rüyam da görecekmişim gibi

Dondurma çubuğunu
Oyuncak arabanın motoruna takıp
Tek kalem pile bağlayıp pervane niyetine
Çalıştığında bunun zevkini hiçbir şey de alamayacakmışım gibi

Sanki bayram namazında tek namaz kılan ben kalacakmışım gibi
Eve geldiğimde babamla annemin elini öpemeyecekmişim gibi
Sanki bayram alışverişi yapmadan umarsızca üstümü giyinecekmişim gibi
Kapı, kapı dolaşıp
Belki para verir umuduyla
Ama sadece şeker istemeyecekmişim gibi

Sanki hiç aşık olamayacakmışım gibi
Sanki bir daha hiç gülemeyecekmişim
Dosta uzattığım eli sıkacak
Bir dost bulamayacakmışım gibi

Bu kara hayatın içinde ben
Sanki hiç ölmeyecekmişim
Sanki bugün;
Hiç bitmeyecekmiş gibi…


Emrah Ateş- 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder